Merkez bankasının ve bankaların para yaratma dinamikleri (ve kısmen diğer yükümlülükler) arasındaki ilişkileri tarihsel boyutu da dahil ederek sade bir şekilde anlatmaya çalıştım. Yazıda da bahsettiğim kimi ortodoksların 'eğitim şart' çağrısına da kulak vermemezlik edemedim.
Birim emek gelirlerinin yalnızca nispeten değil mutlak olarak dahi eridiği, gelir dağılımının bozulduğu tüm verilerden görülüyor. Sürecin hızlanması, hele de seçim sonuçlarına rağmen, emekçinin siyaseten sahipsizliğine delildir. Sermayeye ses edemeyenler de o boşluğu dolduramaz.